Pandemiyi fırsata çeviren kadınlar, çini ustası oldu
Elazığ'da pandemide sıkılan ve bunu fırsata çevirmek isteyen kadınlar, Halk Eğitim Merkezi'nin EBEGEM bünyesinde açtığı geleneksel Türk el sanatlarından biri olan çini kursuna katılarak usta oldu.
Elazığ’da 2 yıl önce Halk Eğitim Merkezi tarafından EBEGEM bünyesinde geleneksel Türk el sanatlarından olan çini kursu açıldı. Pandemiyi fırsat bilen kadınlar, hem sosyalleşmek hem de stres atmak için kursa akın etti. Ev hamından profesörüne, öğrencisinden doktoruna 30 kadın eğitim almaya başladı. Uzun süre eğitim alan kadınlar, çini ustası olarak birbirinden güzel eserler ortaya koymaya başladı. Ürettikleri ürünleri düzenlenen sergilerde satışa çıkaran kadınlar aynı zamanda aile ekonomilerine de katkı sağlamaya başladı.
“Buraya gelmem hayatında çok şey değiştirdi”
Çini kursunun kendisine terapi gibi geldiğini belirten ev hanımı Firdevs Seçkin, “Çocukluğumdan beri çiniyi çok seviyorum. Geçen yaz da arkadaşlarla beraber kafeye gittiğimizde sergiyi gördüm. Fakat Elazığ’da olabileceğine inanmadık, pek ihtimal vermedik. Dışarıdan gelmiştir, sergi yapılır giderler diye sergiyi gezdik ve çıktık. Daha sonra bir arkadaşımız çini kursuna yazıldığını söyledi. Hemen kayıt yaptırdım. Buraya gelmem hayatında çok şey değiştirdi. Daha farlı bakıyor, düşünüyorsunuz. Bir sanat eserine baktığınız zaman çok farklı bakmaya çalışıyorsunuz. İyi veya kötü ama biz yapmaktan zevk alıyoruz, dinleniyoruz, mutlu oluyoruz. Burada mutlu olduğun zaman etrafını, evini mutlu etmeye başlıyorsun.” diye konuştu.
“Bilimsel çalışmalarımdan fırsat buldukça adeta kaçarak buraya geliyorum”
Bilimsel çalışmalardan fırsat buldukça bu kursa katılım sağladığını aktaran Fırat Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Ayşe Çağlayan, “Pandemi süresinde evde olduğumuz için ben biraz can sıkıntısı yaşadım. Kursiyer olarak kayıt yaptırdım. Kendim bir cin Ali resmi çizemeyeceğimi düşündüğüm için biraz çekinerek geldim. Ancak hocamızın göstermesi, gayretim ve en önemlisi coğrafyacı olup harita çizmemden dolayı tekniği bilmem beni çini konusunda biraz çıraklıktan kalfalığa doğru yol almama neden oldu. Okuldan ve bilimsel çalışmalardan fırsat buldukça adeta kaçarak buraya geliyorum. Bir terapi bir güzellik, deşarj olmamızı sağlıyor. Bizim mesleğimiz biraz stresli mesleklerden birdir. Buradaki ortam çok güzel çok mutluyum. Öğrenilen, üretilen işler çok güzel çıktığı için çok mutluyum” diye konuştu.
“Sanatla uğraştıkça dünyaya, hayata bakış açımız değişiyor”
Elazığ için bu kursun açılmasının büyük bir kazanım olduğunu aktaran emekli tarih öğretmeni Zerrin Yılmaz Çelik, “Deprem öncesi emekli oldum. Depremden sonra pandemiyi yaşadık haliyle depresyon girdik. Fakat en büyük hayallerimden biri emekli olduktan sonra Türk İslam Tarihi ile uğraşmaktı. Halk Eğitimde böyle bir kursun açılması ilimiz için çok büyük bir kazanım oldu. Gün geçtikçe daha çok gelişiyoruz. Sanatla uğraştıkça dünyaya, hayata bakış açımız değişiyor. Özellikle hayalim olan Türk İslam sanatlarının İstanbul, İznik dışında buralara kadar gelmesi bizim için büyük bir kazanım” şeklinde konuştu.
“Çok fazla talep var”
Kursa çok talep olduğunu ifade eden Halk Eğitim Merkezi Usta Öğreticisi Münevver Kerkit, “Kursumuzun 2. yılı. Elazığ’da çini kursunu ilk defa açtık. 30 tane öğrencimiz var. Kursiyerlerimiz her alandan var. Ev hanımı, çalışan, emekli, öğrenci, üniversiteden gelen hocalarımız ve öğretmenlerimiz var. Çok fazla talep var. Mutlu bir çalışma alanımız var. Çok güzel ürünler çıkarıyorlar. Diğer ilerde vardı, Elazığ’da yoktu. Buraya da onu kazandırdık, bu açıdan çok mutluyum. Yıl içinde yaptıkları ürünleri sene sonunda da sergiliyorlar, o sergide satma imkanı oluyor. Burada evde kullanacağımız mutfak ürünleri, süs eşyaları aksesuarlar, karolar, vazolar, çömlekler oluyor. Bunları boyadılar sonra üzerlerini sırlayıp fırınlıyoruz, sonra da hazır oluyorlar” ifadelerini kullandı.