Kaniye öğretmen 'kuklaların sesi' oldu
Elazığlı okul öncesi öğretmeni Kaniye Altın, Melodi, Hacı Nine ve Bilgin adını verdiği kuklalara ses veriyor. Ağzını kıpırdatmadan konuşan Kaniye öğretmenin yeteneği, küçükten büyüğe herkesin beğenisini kazanıyor.
Elazığlı okul öncesi öğretmeni Kaniye Altın, Melodi, Hacı Nine ve Bilgin adını verdiği kuklalara ses veriyor. Ağzını kıpırdatmadan konuşan Kaniye öğretmenin yeteneği, küçükten büyüğe herkesin beğenisini kazanıyor.
Kayseri'de görev yapan 20 yıllık okul öncesi öğretmeni Elazığlı Kaniye Altın, çocukken hep kukla seslerini merak ederek büyüdü. Bir televizyon programında gördüğü vantriloktan etkilenen Kaniye öğretmen, uzun uğraşların ardından aldığı eğitimlerle kuklalara ses vermeyi başardı. Bu süreçte evinin bir bölümünü kukla atölyesine çeviren Kaniye öğretmen, yaptığı kuklalara Melodi, Bilgin ve Hacı Nine isimlerini verdi. 3 yıl gibi kısa bir sürede çocukluk hayalini gerçekleştiren Altın, bu süreçte birçok öğrenci yetiştirdi. Kaniye öğretmenin Elazığ yöresine ait şiveyle seslendirdiği Elazığlı Hacı Nine kuklası ise herkes tarafından beğeniliyor. Elazığ şivesi ile kuklanın konuştuğunu gören yaşlı kadınlar şaşkınlıkla izliyor.
'Ağzını kıpırdatmadan konuşmak için çok deneme yaptım'
Bu işe çok küçükken merak saldığını ifade eden 43 yaşındaki Kaniye Altın, 'Ağzını kıpırdatmadan konuşmayı başarabilmek için küçükken de çok denemeler yapardım, hatta annem bana kızardı ne oluyor ne yapıyorsun diye ama ben bunu başarmak için küçükken çok uğraştım. Hep derdim ben bunu yapacağım. Bu işin bir meslek olduğunu ya da bir sanat olduğunu bilmeden ağzımı kıpırdatmadan konuşma çalışmalarım sürekli devam etti. Sonraki dönemde bir programda Çiğdem öğretmenle karşılaştım ve o bana çok müthiş geldi ve ondan çok etkilendim. Onu gördükten sonra ben de yapabilir miyim diye düşündüm. Ben bunu hep başarılamaz, yaratılıştan gelen bir yetenek olarak görmeye başlamıştım, bir süre sonra ufak nüanslarını öğrendim. Çok uğraştım ve çabaladım, hatta gece 03.00'lere kadar video çekiyordum. En sonunda da başardım. Daha sonra üstüne kata kata ilerdik. Sonra bu karakterlerim ortaya çıktı. Evimde küçük bir atölyem var. Karakterlerimi kendim hayal ediyorum, isimlerini kendim koyuyorum. Elazığlı bir ninemiz var, Melodi'm var. Genelde Melodi ile birlikteyiz. Biz Melodi ile sahneye çıkıyoruz. Bir de Bilgin'imiz var, erkek çocuk karakterli kuklamız. O da kitap okumayı çok seven, araştıran bir karakter. Ben ilk başladığımda eğitim verebileceğimi hiç düşünmemiştim. Kukla okul öncesi eğitimde çok önemli. Bu yüzden birçok öğretmenimiz bana sürekli mesajlar atarak nasıl yaptığımı sordular. Ben de bu eğitimi başkalarına nasıl öğretirim diye düşünüp çalışmaya başladım. 3 yıldır belki 2 binden fazla öğretmene, ev hanımlarına ve annelere bu eğitimi verdim. İletişim becerilerinin gelişmesi noktasından kukla müthiş bir araç. Onlar şu anda çok güzel projelerde yer alıyorlar. Görenler hayretler içerisinde. Vantrilok olarak konuşabiliyoruz ama o gerçekçiliği karşı tarafa geçirebilmek ve hissettirebilmekte ayrı bir yetenek. İnsanlar ne oluyor ya, kim konuşuyor diyorlar. Arkalarında düğmemi var ya da bir mekanizma mı var ya da başka birisi arkadan mı seslendiriyorlar diyorlar. Hayır hepsini ben konuşturuyorum' dedi.