İl Sağlık Müdürü Polat, vatandaşları ishal vakalarına karşı uyardı
Yaz aylarında sıcaklara bağlı olarak mikrobik ishallerin daha sık görüldüğünü belirten Elazığ İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Cahit Polat, 'Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıktığında veya 24 saat içerisinde geçmeyen ishal durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve bu dönemde kişisel hijyen kurallarına daha çok özen göstermeliyiz' dedi.
Yaz aylarında sıcaklara bağlı olarak mikrobik ishallerin daha sık görüldüğünü belirten Elazığ İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Cahit Polat, 'Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıktığında veya 24 saat içerisinde geçmeyen ishal durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve bu dönemde kişisel hijyen kurallarına daha çok özen göstermeliyiz' dedi.
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Cahit Polat, yaz aylarında sıklıkla görülen ishal vakalarına karşı vatandaşlara uyarılarda bulunarak, alınacak önlemler hakkında bilgi verdi.
Yaz aylarında sıcaklara bağlı olarak mikrobik ishallerin daha sık görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Polat, 'İshallerin bakteriyel ve bakteriyel olmayan birçok sebebi bulunmaktadır. Sıvı kaybına neden olan ishalin birçok nedeni bulunmakla beraber, yaz aylarında temiz olmayan suların içilmesi ve bu sularla yıkanan yiyeceklerin tüketilmesini veya sebze ve meyvelerin yıkanmadan tüketilmesi ana sebepleri arasında sayabilmekteyiz. Özellikle yaz aylarında mikrobik ishaller daha yaygındır. Bunun nedeni de bakteriyel enfeksiyonlar besinlerde daha hızlı ve daha kolay üreyebilmektedir. Besinler yoluyla geçen enfeksiyonlar genellikle gastroenterit olarak bilinen ishal ve kusma şikayetlerine yol açmaktadır. İshalin başlıca belirtilerini de sıvı dışkılama, acil dışkılama isteği, susuzluk, bulantı ve kusma, yüksek ateş, halsizlik, karın bölgesinde ağrı şeklinde sıralayabiliriz' dedi.
İshale karşı korunmada kişisel hijyenin çok önemli olduğunu vurgulayan Polat, 'Ülkemizdeki mevcut su potansiyeli, suyun tasarruflu kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Vatandaşlarımız bu bilinçle hareket ederek su kullanımında gerekli özeni göstermelidir. Su kaynaklı bir salgının önüne geçilmesi amacıyla bina ve konutlarda kullanılan su depoları belirli periyotlarla (kesinti olduğu dönemlerde 3 ayda bir, diğer dönemlerde 6 ayda bir) temizlenmeli ve bakımları yapılarak dezenfeksiyonu sağlanmalıdır. Mahalle aralarında kuyu, tanker, bidon kaynağı bilinmeyen çeşme suları vb. kaynaklardan içme suyu temin edilmemelidir. Kaynağı bilinmeyen sular kesinlikle tüketilmemelidir. Su kesintisi durumlarında yetkili mercilerin uyarıları doğrultusunda hareket edilmelidir. Ambalajlı su (pet, bardak, cam şişe ve damacana) kullanılacaksa Sağlık Bakanlığından ruhsatlı olmasına dikkat edilmelidir. İçme ve kullanma suyu olarak temiz su kaynakları ya da Sağlık Bakanlığından onaylı ambalajlı suları tüketmeliyiz. Olası salgın durumunda ve özellikle bebeklere yönelik içme suyunu en az 10 dakika kaynatarak kullanmalıyız' diye konuştu.
Sebze ve meyvelerin de bol miktarda temiz su ile yıkanması gerektiğini dile getiren Polat, 'Özellikle yaz aylarında dışarıda, açıkta satılan ve son tüketim tarihi belli olmayan yiyecekleri tüketmekten kaçınacağımız gibi ambalajı bozulmuş gıdaları da tüketmemeliyiz. Taze pişirilen veya tekrar ısıtılan yemeklerin oda sıcaklığında iki saatten fazla bekletilmemesi, ayrıca donmuş gıdaların buzu çözüldükten sonra tekrar dondurulmaması önem arz etmektedir. Bir diğer önemli konu ise evdeki çöplerin ağzı kapalı şekilde tutulmasıdır. İshali olan bebeklerimizi de diğer bebekler gibi anne sütü ile beslemeye devam etmeliyiz. Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıktığında, veya 24 saat içerisinde geçmeyen ishal durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve bu dönemde kişisel hijyen kurallarına daha çok özen göstermeliyiz' şeklinde konuştu.